13 Haziran 2010 Pazar

vertigo

geçen gün blogumun sıkı takipçisi hasan bana bi mail atmış. ordan yola çıkarak yazıyorum bu yazıyı;

insan hayatını anlamlı kılabilmenin mümkünatı üzerine çok düşündüm. ve şu düğümü bir türlü çözemedim; bir his yada bir insanın tüm hayatı ya zirveye çıkarması yada yerle bir etmesi hayata karşı yetersizliğimizi bile yerle yeksan ediyor çünkü kendimize karşı da inanılmaz yetersiziz. böyle düşünmek durumun trajedikliğini arttırıyor tabi. yani bu kadar kolay mı diyor insan, bir his/bir insan/bir an... bu mudur yani hayatta ki kırılma noktaları, bunlar mıdır hayatı sürdürmemizi yada sonlandırmamızı sağlayan...
insan herşeyi bilebileceğini sanıyor ya, işte asıl mesele zaten orda başlıyor. hani zihin bizim yönlendirebileceğimiz bir emir komuta zinciriyle çalışıyordu, nerde kaldı insan isterse herşeyi yapabilir zırvalıkları?
yok işte, bizden bağımsız işliyor zihnimiz de hormonlarımız da... tanrının kuklası mıyız sorunsalından hormonların ve evrenin kuklası mıyıza geçiyoruz bir anda.
insan darlanmadan edemiyor tabi ve en korkuncu da şuan bilinçleniyorum diye düşünürken yine aptal bi hormon çalışabilir ve biz yine tüm bunları unutan mutluluktan aptallaşan insanlara dönüşebiliriz. eee ne anlamı var o zaman tüm bunların. yaşam için bi savaş vermenin nesi mantıklı ki şimdi?
ey hasan, söyle bakalım şimdi n'olucak?


p.s. bugün çok sevdiğim animasyonlar kervanına "horton"u da kattım, ve bu yazıyı yazarken pembe bir çiçek üzerindeki bir toz tanesinde yaşayan bir ırkı korumak için hayatını adayan ve o çiçeği milyonlarca pembe çiçek tarlasına düştüğünde azimle arıyan koca fil hortonu görmek beni gülümsetti...
animasyonlardan alıntılar yapıcak kadar da duygusalım bugün. sanırım bana bi yaşam hakkı daha verilseydi pixar animasyonlarında yaşamak isterdim;
-şimdi senin burda "kim o?" demen gerekiyor, tabi orda bi "kim" varsa(horton)
-bu uçmak değil fiyakalı bi düşüş(toy story)
-insanlar tanrıya inanmaktan hoşlanırlar çünkü sorularının cevapları karmaşıktır (mary and max))
-her zaman burda değildim, yani önceden ben normaldim(skhizein)
birde animasyonları hafife alırlar ya en çok ona üzülüyorum...

6 yorum:

hasan dedi ki...

yamukprenses kuzum ben senin canını bu kadar sıkmak istememiştim. yazdıklarına istinaden sordum sana o soruları... üzüldüm şimdi...

beni rahatta dinleyin! dedi ki...

hasan kuşum, üzülmeden de büyünmüyor be(:

Adsız dedi ki...

neden hep karamsarsın?

Adsız dedi ki...

neden hep karamsarsın?

hasan dedi ki...

karamsar kızımız işte böyle ama hayatı tek tip görmek de biraz saçma değil mi? yani mutluyken normal biraz daha gerçekçi ve acı yazınca karamsar...

beni rahatta dinleyin! dedi ki...

tanımlamak sınırlamaktır! büyük söz unutmamak lazım...
ve hasan çok güzel durumu izah etmişsin, bravoo mirim(: