20 Kasım 2009 Cuma

günlerin getirdikleri, senin yitirdiklerin...

hep bi şarkı sözüyle başlıyorum söze, şimdi yine böyle bi başlık attığım da ilginç geldi.
ben insanları tepelerinde bi kamerayla dolaşıyorlarmış gibi tasavvur ederim, yani herkes kendi filminin starıymış gibi, kendi kamerasıyla dolaşıyor...
e her filmde de duruma uygun fon müzikleri olmazsa olmaz!
belki ondandır, her bişey anlatmaya çalıştığımda bi şarkı bana geriden eşlik ediyordur. benim filmim bol müziklidir, örneğin ben bi müzikalde başrolümdür mesela...
olamaz mı, olabilir!(bak bi anda yeni bi fon müziğine geçtim)
aslında ben bu yazıyı yazarken, bu yukarı da bahsi geçen o iki şarkıyı da dinlemiyorum. baba zula'dan "ben bir martı olsam" gibi, içimi deşip beni o halde kanamaya bırakan bi şarkı dinliyorum...
giriş jeneriğinden bi türlü anlatacağım konuya giremedim dimi,
ama aslında bişey anlatasım da yok işte, çok canım sıkkın bende sayıklıyorum öyle saçma sapan...
böyle bi,
"sevgili günlük,
bugün dayımlar bize geldi.
dayım beni havaya kaldırıp beni helikopter gibi çevirdi, çok eğlendim çok!
annem köfte kızarttı, dayım en çok sen yedin dedi beni tebrik etti.
bi görsen bütün salatayı da ben yedim.
dayım bana para verdi, git kendine çikolata al dedi.
çok güzel bi gündü günlük, keşke dayım hep bizde kalsa" falan diyesim var.
böyle şeylere hala sevinebilmeyi istiyorum, hayatın takım elbiseler giymiş espriden anlamayan ciddi abilere dönüşmesine tahammül edemiyorum. ne zaman zıvanadan çıksam o hep bana parmak sallıyor, hep beni küçük görüyor. işte bu gibi zamanlarda bi inanç eksikliği kaplıyor içimi, ister bi günlüğe inanıyım, ister bi yaradan varlığa, ister kahraman olduğunu düşündüğüm babama, ister büyüyünce herşeyin istediğim gibi olacağına... ne olursa olsun bi şeye inanmak istiyorum, ancak o zaman hafifler içimde ki sancı. ancak o zaman saklanacağım bi yer var rahatlığıyla, üstüne üstüne yürürüm hayatın... şu an bile kendimden öyle sıkıldım ki, sürekli içinde "hayat" geçen cümleler kuruyorum ve depresif takılıyorum...
off çok sıkıcıyım, kusura bakmayın...

*bizim burda çok karga olur, o karga seslerine bayılırım ben. o kargalar hep böyle sepya rengi günlerde havada toplu halde uçarlar. buralar da çok karga bellememe rağmen az insan tanıyorum ben, ama az tanımama rağmen çok sevdiğim elif abla artık burda yok, hiç de olmıycak... onun acısı çöreklendi içime, umarım rahat ettirirler onu gittiği yerde, bu hayatta hiç rahat edemedi de...

1 yorum:

dnf dedi ki...

cecomu benden çok jenerik yaparsan kendine bozulurum ama. Yine de dağanın bütün müzikleri bizim fonlarımıza amade değilmi? Yada biz onun şarkısının füguranlarıyız. Ki bence öyle. bütün kelimelerimiz ritimleriyle dökülmüyor mu parmaklarımızdan, ağızlarımızdan, altında kendi müziklerini barındırıp hizmet etmek için emrimize amadeyse bütün doğa. Bütün şarkılara film olsun diye yaşamak da bizim payımıza düşen.