13 Aralık 2009 Pazar

ne kalıcak bizden? bizden diyorum, ikimizden...

birini kaybetmeye ölesiye korkuyorum bi kaç gündür. kaybetmek öyle nesnel değil ama kaybetmenin anlamları üzerine kafa yordurtacak gibi bi his bu yaşadığım. yani orda duruyor ama ben onu kaybetmişim gibi hissediyorum. dört yıl önce şimdilerde kaybettiğimi düşündüğüm ablamla budapeşte de yürürken, çok ama çok yaşlı bi çiftle sohbet ediyorduk. gitmedikleri yer kalmamıştı ve bi sürü hikaye anlatıyorlardı. bizde bildiklerine büyük hörmet göstererek anlatılanları sünger gibi emiyorduk. derken bi arada "ne kadar hoş göründüklerine" geldi konu, üstelikte bunca yıla rağmen mutlu... sonra erol amca orda benim hayatıma işleyen ve o an'dan itibaren hayatım da çok önemli bi yer teşkil edicek olan cümleyi bıraktı ortaya "hiç kimseyi bu kadar sevmeye değmez" ne ablam, nede onun eşi bu cümleden benim kadar etkilenmişti. ben önüme bomba bırakılmış gibi kalakaldım, hazırlıksızdım buna bi anlam da. yani, bu kadar uzun yıllar geçirmişlerdi birlikte, hep "birlik"te... ve o anda zar zor yürüyerek el ele çıktıkları yokuşlar dan birinin başındaydık. tek hissettiğim şey kusana kadar ağlamak hissiydi. şimdi bile nasıl tarif ederim bunu bilmiyorum ama, "bi gün onu kaybettiğin de ne kadar sevmişsen, o kadar acı bırakır sana kaybettiğin" diyordu bu yanındakini heran kaybedebileceğinin acısını taşıyan adam. öyleydi ya, herşey bunca belirsizken birine bu kadar anlam yüklemek ve onu bu denli çok sevmek yapılabilecek en büyük trajedilerden biri değilmiydi? belki o zaman yaşadıklarımın da etkisi vardır, ama çok yordu bu cümle beni bunca yıldır. şimdi ablamı kaybetmişim gibi hissediyorum ve bu yanlızlığımın bana hep yaptığı acımasızlıkla bu cümleyi işitiyorum alt benliğimden.
sürekli acıtasyonlu hikayeler canlanıyor acımasız belleğim de, onunla bi daha yapamayacaklarımı saydıkça sürekli ağlamak geliyor içimden. bu kaybediş duygusu her canımı bu kadar yaktığın da hep aynı cümleyi tekrar ediyorum -birini bu kadar sevmeye değer mi?
ablam okusa bu yazıyı ne çok üzülür, ne çok kızar bana. -bu bi kayıp değil, sadece artık ben başka bi yola doğru gitmek istiyorum ama sen hala benim kardeşimsin falan der. ama değil işte, ben hayatta bazen herhangi bir şeyin değişmesine bile tahammül edemiyorum. tüm bu yaşadığımız hayatın uçuculuğunu hatırlatıyor bana, gerçek olduğunu sandığın ve çok değerli bulduğun tablonun boyasının akması gibi, yıkıcı bi etkisi var.
tüm acıları henüz var olmamışken bünyeye yaşattığımdan, yolun başından sonu bana çok yorucu ve anlamsız görünüyor. hayatsa başlı başına anlamsız ve lüzümsuz bi hal alıyor. ne yaparsam yapıyım hayatta ne kadar az şeyi değiştirebilecek biri olduğumu gördükçe sütten kesiliyorum...

zihnimde yine o çok sevdiğim murathan mungan şiirinden bölümler dolaşıyor bir de böylesi anlarda;
Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
Birbirine uzanamayan
Boşlukta iki yalnız yıldız gibi
Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca
Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız
Ne kalacak bizden?
bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim su kırık dökük şiirim
Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında
Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden
Bizden diyorum, ikimizden
Ne kalacak?

...

6 yorum:

sevinç dedi ki...

sen ne çok şiir okurdun bana yahu her seferinde inatla, bu şiirde beynime kazınmış çok romaktik gelecek ama yıldızlara bakıyoduk dimi (senin tavandakı yapıştırma yıldızlardı ama) ben uyku komasında sen gene cin :))

sevinç dedi ki...

elimde bir dilek hakkım olsa ilk ve hiç düşünmeden senin için kullanırdım biliyosun dimi...

beni rahatta dinleyin! dedi ki...

:) biliyorum...
bide böyle eşcinsel hareketler gibi duruyor benim sana şiir okuma çabalarım ama işte allah bana şiirden anlayan, sanattan anlayan bi arkadaş yerine yemekten anlayan, uyumaya bayılan birini verdi işte n'aparsın :P
hak mıdır bu bana...

sevinç dedi ki...

AŞKOLSUN!! haksızlık etme bana Allah taş eder adamı!!!

sevinç dedi ki...

şebnem yeni albüm çıkarmış :)))
bu konuyla alakadar değil ama paylaşmak istedim

beni rahatta dinleyin! dedi ki...

şebnem yeni albüm çıkarmış, bide şahane cümleler dizmiş yine iplere;
-cümleler dağıldı dört bir tarafa, sadece noktayım.
-titreyen çenen de düğümler devrilmiş...
bi sonra ki blogum'un adını neon ışıklarla görür gibiyim :):):)