23 Ekim 2009 Cuma

tom waits - green grass

sevdiği şeyleri paylaşmayı sever ya insan (bazısı sevmez ama ben severim), bu kendisinin, yeni tanımlarla tanıtılması gereken biri olduğunu gösteren adamı ben çok seviyorum.(bkz.Gary Graff onun sesini "bir fıçı burbonda ıslatıldıktan sonra beş ay tütsülenmiş ve ardından da bir arabanın altında çiğnenmiş" şeklinde tanımlamıştır.)
green grass(yeşil çimenler)...
http://www.youtube.com/watch?v=acv_a6O8doo
yani ne söyleyebilirim bilmiyorum,ama işte bazı şarkılar yada kitaplar vs. var ki, o çok sevdiğiniz adamların bile önüne geçiyor. green grass benim için "charles bukowski" demek, o çok korktuğum ölümü bile korkuyla değil, usul bi kederle anmamı sağlayan, sadece ölümü bile değil gidişleri sükunetle karşılamamı sağlayan, hatta nefret ettiğim halde canımın viski yada burbon çekmesini sağlayan şarkı (kendisinin sürekli sahnede fuşya rengi gömleğiyle piyano başında viski içmesinin etkisi sanırım)
...
yaşarken kendine, ölümünde anılıcağı bi eser bırakmak trajedinin dik alasıdır sanırım, yani benim mi fantazi dünyam çok geniş bilmiyorum. öldüğünde insanlar bu şarkıyı çalıcaklar, senin büyüklüğünden bahsedip senin sesinden senin vasiyetin gibi o şarkıyı dinleyip ağlıycaklar. yokluğunun yarattığı teselliyi yine senin sesinden dinledikleri bi şarkıyla bulmaya çalışıcaklar. çok tüyler ürpertici dimi...

aynı şarkıyı film seçimlerine sempati duyduğum ama kendisini o kadar da beğenmediğim scarlett johansson'da söylemiş, cibelle'da(cibelle'nin geri vokalinde ki ses başta tom waits gibi geliyor ama o değil, "spleen" şarkıda ki geri vokal) ama tom waits'in o tütsülenmiş sesinin yarattığı dramatizasyon yok bence hiç birinde, neyse harcamıyım şimdi, cibelle yine daha hoş bi yorumda bulunmuş tabi...
ama işte dedim ya şarkı benim için adamın bile önüne geçiyorken başka birinden o şarkıyı dinler miyim? bence dinlemem :)yani dinlenmiycek gibi demiyorum aslında, tom waits dururken ben tercih etmem...
(mandolin ve gitarla iki küçük kızın söylediği halide açıkcası çok ilginç olmuş, iki körpe kız ve tütsülenmiş bi adamın son sözleri, şahsen bu halide insana ilginç duygular yaşatıyor http://www.youtube.com/watch?v=AVGkC0ZAoss )
tabi ki tom waits benim için tek şarkıdan ibaret bi adam değil, ama bi kaç gündür sürekli "ölüm" temalı filmler izliyorum ve çok sarsılıyorum, uykularım kaçıyor. bazen filmden ve sahnelerden bile kopuveriyorum. e hal bu kadar vahimleştikçe de, en beni bu anlamda hüzünlendiren şarkıya sığınıyorum...
bide en çok charles bukowski okurken dinliyorum onu. kendisi de çok severmiş ve etkilenirmiş zaten bukowski'den. aynı kederin biri ses de, bir diğeri de kalem de vuku bulmuş hali onlar..

YEŞİL ÇİMENLER

başını, eskiden kalbimin olduğu yere yasla
toprak üzerimde kalsın
uzan yeşil çimenlere
beni sevdiğin zamanları hatırla

yaklaş iyice, çekinme
yağmurlu gökyüzünün altında dur,
ay yükseliyor ufuktan,
trenler geçerken beni düşün,
üzerimde biten çalı çırpıyı temizle,
geçip gitmedi mi tren çala çala düdüğünü.
boşluğa karıştım ben
uçuyorum artık havada,
gölgemde dur,
artık herşey benden oluşuyor.
hava raporunda bugün diyecek ki
yağmur kokusu var havada.
tanrı yıldızları aldı,
birleştirdi onları,
artık kuşlar ayırdedilmiyor tomurcuklardan.
benden kurtulamayacaksın hiçbir zaman,
tanrı beni ağaca dönüştürecek.
bana elveda, deme
yalnızca gökyüzünü anlat bana
ve eğer gökyüzü düşerse sözlerimin üzerine
şakacı kuşlar yakalarız seninle

başını, eskiden kalbimin olduğu yere yasla
toprak üzerimde kalsın
uzan yeşil çimenlere
beni sevdiğin zamanları hatırla


*kelebek ve dalgıç'ın da kapanış müziğidir aynı zamanda

1 yorum:

Plaoust dedi ki...

Bütün insanlar ortak etkiye aynı tepkiyi verseydi, sanırım dünya yaşanmaz bir hale gelirdi. Bende bambaşka kapılar açar bu şarkı, bu ses. Yazık ki, senin de dediğin gibi, bazı duygularını ve başka şeyleri, sadece kendisine saklayanlardanım. Belki, bir gün biri, o kapılardan birinin önünden geçerken girmek ister içeri. O zaman da, ne varsa yüreğimizde sereriz soframıza...
Bu arada, o çok sevdiğin, Fransız filmlerinden "artık beni sevme" yi tavsiye ederim. Her ne kadar iki yıl gecikmeli olsa da:):):) ölüm teması için birebirdir... seyir ola...