21 Ocak 2010 Perşembe

janes joplin...


iki gün önce bu muhteşem kadının doğum günüydü. yaşasaydı 67 yaşına girecekti ama o bundan 40 sene evvel hayatın devrik kısmındakilerin den biri olarak henüz daha yapacak o kadar çok şey varken ve o kadar çok gençken, kendine herkesden daha büyük bi kötülük yaparak öldü. o kadar hayranım ki ben onun sesine, şarkılarına şimdi düşünüyorum da benden daha küçükmüş öldüğünde ve onun kendine en büyük kötülüğü yaptığını söylerken bi an duraksadım. kendime gidilecek bi yol seçmeye çalışıyorum kisvesi altında ben de en az onun kadar kendime kötülük yapıyorum. ondan daha fazla yaşanmış günlerim var belki ama çok daha anlamsız olarak birikiyorlar sadece henüz varlığını sürdüren ömrümde... neyse konuyu çarpıtmıycam...
...onunla ilgili yazılar okudukça yada onun şarkılarını dinledikçe hem hüzünleniyorum hem de ona çok kızıyorum. müthiş biriydi ve keşke kendini bu kadar kısa zamanda mahvedicek saçma yollara sürüklemeseydi. bir kadını bu hayatta iki şey mahvedebilir; 1-herhangi birşeye bağımlılık, 2-paradoksal bi aşk!... janes bunların her ikisine de sahipmiş, onun kaderi çifte kavrukdan öte yanık gelmiş önüne ve o çok güçsüzmüş...
onunla ilgili bi yerde, bi dönem tüm uyuşturucuları bıraktığı ve albüm aşamasındayken bi türlü ilham bulamadığından yeniden başladığını okumuştum. ilginç! aklını toparlamak için önce tamamen aklının kontrolünü yitirmesi gerekiyormuş...

ecnebiler için toprağı bol olsun denmez, onun için ismiyle yaşasın janes, iyiki varmış iyiki onun varlığından haberdar olabilmişiz...

2 yorum:

maruzatım var dedi ki...

"bir kadını bu hayatta iki şey mahvedebilir; 1-herhangi birşeye bağımlılık, 2-paradoksal bi aşk!..."

tespit süperr!!

beni rahatta dinleyin! dedi ki...

evlerden bacalardan ırak olsun handecim:)