25 Ocak 2010 Pazartesi

peki ya sufjan'la?


şimdilerde bir diğer gözdem de bu çocuk, o bana bu şarkıyı söylemeden uyuyamıyorum bi kaç zamandır. şimdi de uyumak istiyorum ama bu gece bu çocuk da yetmiyor. olsun ben hala onu çok seviyorum.
bide onun hayatıyla ilgili sözlükte ilginç bişey okumuştum;
*sufjan stevens'ın hikayesi de kendisi ve şarkıları kadar ilginçtir aslında. 1 temmuz 1975'te stevens ailesi tarafından detroit'teki evlerinin kapılarının önündeki süt sepetinin içinde bulunmuştur. "seni seviyorum" yazan bir not ile birlikte. jo-jo, zukey-dukey ve jam-jam adında 3 tane çocukları daha olan ve fakir bir aile olan stevenslar buldukları çocuğu da yanlarında tutmaya karar vermişlerdir. ve adını sufjan stevens koymuşlardır. ermeni sufi savaşçı abu sufjan muhammad'den esinlenerek.
hayat çok ilginç dimi?
tanıdığım birinin bi hikayesini dinlemiştim o da beni çok şaşırtmıştı, o geldi şimdi birden aklıma;
karı-koca henüz kundaklık bebekleriyle tatile giderken, uçurum kenarın da ıssız bi yolda büyük bi kaza geçiriyorlar ve şimdilerde iyi müzisyenlerin arkasında yan flüt çalan bi kız olan bebek o zaman arabanın ön camından fırlıyor. anne baba baygın ve yaralı bi süre kaldıktan sonra ambulanslar falan geliyor, onları hemen alıp götürüyorlar ama kimse o sırada bi kaç yüz metre ileride ki bi ağacın üstünde asılı kalmış bebeği farketmiyor. ta ki, kadın ve adam bi kaç gün sonra kendilerine geldiklerin de bebeklerini sorana dek... aylarca bebeklerini arıyorlar o bölgede ve sonun da dağlarda yaşayan fakir ve çok çocuklu bi çobanın bebeği bulduğunu ve artık kendi çocuğu olarak sahip çıktığını öğreniyorlar. çoban bebeği ağaçtan indiriyor ve yüzünün yan tarafının boydan boya yarık olduğunu görüyor. şehre uzak o yerde çoban kızın tüm hayatına işliycek olan ve hayatın tuhaflığının simgesi olan o yarayı çuvaldızla dikiyor...
kızın ailesi zengin bi aile, o zamanın şartlarıyla yüzüne estetik yaptırıyorlar ama o yara hiç bi zaman tam anlamıyla gitmiyor. ve kız her gece çok ürkütücü bi biçimde bi gözü açık uyuyor. bi süre sonra ameliyat olmaktan da vazgeçiyor zaten ama kendiyle barışık biri falan da olmuyor, aksine bütün hayatını bi bağımlı olarak sürdürüyor... buda çok ilginç bi hikaye...
ama sufjan'ın ki allahtan daha bi başarıya ulaşmış bi hikaye...

3 yorum:

hasan dedi ki...

ohaa o ne be atıyosun dimi, bi kitaptan falan mı okudun?

beni rahatta dinleyin! dedi ki...

yok valla ne atıcam be, dirrekt gerçek kesit bu! hikaye değil yani hayatın kendi:)
*bugün bi pişman da oldum zaten, ne kadar gereksizmiş, niye anlatmışım ki?! uyku öncesi saçmalamışım işte:P

ee, sufjan nasıl?

hasan dedi ki...

sufjana diycek laf yok, burda gördükten sonra diğer şarkılarını da dinledim ve çok beğendim:)