5 Mart 2010 Cuma

bu sene iyi geçmedi söylemem lazım, kader beni seçmedi ama görmemem lazım...

içim bi buruk bugün! onun için hislerimi birbirini tamamlamayan paragraflarla yapıcam, çünkü hislerimi bölük pörçük düşünce öbekleri oluşturuyor bugün;

bölük-I

tam 27 ye yeni alışmışken yarından itibaren başıma birde 28 çıkıyor... ben hep acayip gergin oluyorum doğum günlerimde, herşeye burun kıvırıp, feci kaprisli oluyorum mesela. ama sanırım bunların hepsi henüz sahip olduğum hiçbir yaşı kabullenememem den kaynaklanıyor. yani 1 yıl öyle yetersiz ki, onlara alışmak için. çünkü onlara alışmak için onları sevmek gerekiyor, ama insan kendisine sıkıntı yaşatan bi şeyi sevebilir mi? malesef hayır, o zaman neden bana sıkıntı yaşatmış bi yaşı seveyim ki... hayır yani bir ikisini sevsem önyargımı kırıcam, ama olmadı işte şimdiye kadar... ama işte bu şarkıyı mırıldanıp kendime umut aşılamalıyım ki, yeni yaşıma yeni bi şans verebileyim yarından itibaren(pehh, umuda gel)...
bölük-I+½
ama işte zaman ve sahip oduğum yaşlar hep hızlıca aktı gitti. aklımın karışıklığının geçmesini hiç beklemediler, hep beynim de "hadi ama bak gördün mü ... oldun, hala bişey olamadın" sesiyle yaşadım durdum! dibi çamurlu bi suyun durulmasını beklemeden hep bi değnekle karıştırdılar. oysa dibi görmek için harcadığım çaba beni öylesine yordu ki, başka bişey yapamadım...
kuantum dalgasında geçirdiğim yorucu zamanlara, dünyada göz dalması dediler. bilmediler ben ne çok yorulmuştum sadece gözüm dalarken...

bölük-II

ben hayatta hep çok şey olmak istedim aslında, ama hiçbir zaman noktasal bi vuruş yapamadığımdan hiç"bi"şey olarak devam ettim hayata. çocukken hep konservatuara gitmek isterdim mesela, ama o yaşta(ve halen de) saptıyamadığım bişey vardı; konsertavuarda neye gitmek istiyordum? yani biliyordum işte o civarlarda bulunmalıydım da neresinde?
hala da aynı aklı karışık insanım, bilemiyorum hala yerimi. onun için bişeyi yapmak için bu dünyaya geldiğine inanan insanlara hayranlık duyuyorum, kaportacılık bile yapıyo olsalar. yaptıkları işte kendilerine özgü tarzlarıyla onlar hemen kendilerini belli ediyorlar ya, bu ne güzel bişeydir böyle diye imreniyorum.
imrenmekten öte kıskanıyorum aslında,
evet...

bölük-III

beni tanıyan insanlar benim bi çok konuda yetenekli biri olduğumu söylerler sorsanız, ama onlarda tam olarak şuraya ait diyemezler benim için. bu cümlenin gerçekliği yazarken bile çok üzdü beni!

pörçük-I

yaşanan zamanlara simgesel adlar koydular. işte, sen şu vakit doğduğuna göre şu yaşta oluyorsun dediler. zart yaşlarda bunlar yapılır, zırt yaşlarda bunlar yapılmaz dediler, sınırları daralttılar. her yaşın bize ve hayatımıza eklediklerinden bahsederken aslolandan eksilmek olduğundan hiç söz etmemeyi tercih ettiler. bizi balonlarla, hediyelerle oyalarken ömrümüzden eksilttiler.
yada biz "madem ölücez, amann! çalsın sazlar oynasın kızlar" dedik de ondan adet oldu bu herşeyi kutlama arzusu! bilemiyorum şimdi kimdi suçlu...

pörçük-II

bide en çok şahit olamıycaklarıma üzülüyorum. yani bigün insanlık jetgiller de ki gibi minik uçan arabalara binecekler ve tek düğmeye basarak astral gezintiye çıkacaklar ve ben bunları göremiycem. kimbilir çok seviceğim kitaplar yada müzikler de yapıcaklar ama ben yine şahit olamıycam. yani eski zamanlara şahit olamamak da üzücü ama işte ne biliyim bi sürü kitap okuyarak kısmende olsa doyurabiliyoruz bu çeşit bi merak duygumuzu. ama gelecek öyle mi, hem gelecekte olsaydım zaman makinesiyle bu sıkıntımı da çözebilirdim!
üzülüyorum işte bunları düşündükçe...

ve son olarak parça pinçik I-II-III :)

yine ana mevzuya dönecek olursak, yarından itibaren geçinemediğim yaşlarıma eklenecek bi yenisini kutlamayı da acayip buluyorum tabi ama işte varlığından mutlu olduğumuz insanlara bunu belirtmek için yanlızca bu günleri beklediğimizden, varlığımdan mutlu olanlar kutluycaklar bu günü.
o yüzden arkadaşlarımın ve ailemin çabalarını yüzüme yerleştirebildiğim en geniş tebessümle karşılamaya çalışıcam,
üstelik bana "gördün mü bak 28 oldun!" derlerken de...

27 yaşımda ki son yazımla sizi son kez selamlıyorum,
daha iyi günlerde ve ruh hallerinde görüşmek umuduyla...
buona sera

5 yorum:

sevinç dedi ki...

iyiki doğdun 6 mart gününün güneşin doğumuna en yakın saatlerinde ve iyiki dostumsun şu rezil dünya da. sen olmasan nasıl katlanırdım ben nerden bulurdum beni taşıyacak değnekleri, soğuk bir metal yada eski bi ağaç parçası değil gerçek bir dayanağı benim canımdan kanımdan etimden bir dayanağı....seni çok seviyorum
yeterince sağlam bi dayanak olmasamda...

beni rahatta dinleyin! dedi ki...

bende seni çok seviyorum,
çok soğuk bi gündü ve hepimizin aynı anda çok güldüğü bi gün oldu sayenizde. çok güldük gerçekten, çok eğlendik ve ben çok mutlu oldum... 28.yaş günümün ilk günü çok güzeldi, her ne kadar o soğukta hasta olup şuan pert olsamda :)
teşekkür ederim, tek tek hepinizin varlığından çok mutluyum...
(bu blog git gide duygusal platforma dönüştü sevo:))

hasan dedi ki...

mutlu yıllar. dahası umutlu yıllar...

sevo dedi ki...

canım benim :))

beni rahatta dinleyin! dedi ki...

umut dileği için teşekkür ederim:)
ve umarım bu sene daha iyi olur(aha umut dileği gerçek oldu:))